3 Kasım 2009 Salı

KOCA BİR ŞAPLAK

Bilinçaltımızı yenmeye geldiğimize inanıyorum bu yaşama. Hani doğuyoruz ya tertemiz, sonrasında bir sürü şey öğrenmek için çabalıyoruz, işte öğrenirken yaşadığımız acılar ve korkular depolanıyor ya bir yere, sonra ki aşama, kendi kendimize oluşturduğumuz o çöplükleri temizlemek. Yaşam gerçekten enteresan. Herkes doğduğunda poposuna yediği bir şaplakla hayata başlıyor ve arkasından ilk nefesle yaşama merhaba diyor. Düşünün anne rahminin o güvenli ortamından dar boğaza doğru kayıyorsunuz, ışığı görüp ona doğru yönelmek ve karanlığı geçmek oluyor tüm amacınız. Tam ışığa varınca, birden biri tepetaklak çeviriyor sizi, aman tanrım oda neee??? Etrafınızda bir sürü varlık size bakıyorken, hoppp birde üzerine koca bir şaplak, popoya. Bunun için miydi tanrım diyorsunuz? Işığı geçmek için onca çabalamam, derken ilk nefes ve arkasından ciğerlerinizden kopup gelen derin bir çığlık. İşte çoğumuz bu aşamada, bu travmada takılıp kalıyoruz aslında. Onca çabam insanların, beni ters yüz edip, hırpalaması için miydi diye düşünsek, haksızda sayılmayız aslında. Belki de insanın her çabasının arkasında kendini sabote etmesinin nedeni ,bu travmadır. Yaptığımız bir iyiliğin karşılıksız kalması, sevgi yerine hoşgörüsüzlük görmemiz belki iyi olamayana duyulan inançtır:)
Ya da ben böyle düşünmek istiyorum.
Bilmediğimiz yerlere gidişten korkmamız,
Denizde fazla açılamamız,
Aman zaten benim de başıma iyi bir şey gelmez ki deyişimiz,
Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla doludur diye düşünmemiz,
Hımmm ..bakalım bu kadar iyi gidiyor, ama altından kim bilir neler çıkacak dememiz.
Ee çokta yadsımamak lazım bu durumu, ilk karşılanma şeklimiz nede olsa koca bir şaplak:)
Oysa bu şaplak; o kadar hayati ki bizim için. Farkına varınca, o travma geçince,- çok şükür -diyoruz. Doktor en doğrusunu yapmış.
Belki de şimdi kızdığımız insanlar, bizi üzen durumlarda içinde bu böyle. Belki de yaşadıklarımız başka bir yaşama açılmak için bize sunulan birer hediye aslında.
Belki, başka bir yolculuğa çıkmak lazım. Önce egodan kurutulup, olmadı onu da yanımıza alıp, mutlulukla, huzurla, güvenle yaşamı kucaklamak gerek. Korkacak bir şey yok. Eğer o doktor olmasaydı ve o koca şaplak, biz bugünleri göremeyecektik, bunun bilinciyle yola devam etmek lazım….